10 Şubat 2021, 01:09 tarihinde eklendi
Yeni Çıkacak Hayvan Hakları Yasasına Dair
Yeni çıkacak hayvan hakları yasası ile ilgili, hayvanseverlerden gelen talepler üzerine İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi'nin yasaya dair talepleri.
İnsanların evlerinde baktıkları hayvanlar evlatlarıdır.
Hiç birinden vazgeçmek mümkün değildir. Bu hem insan hakkı hem de hayvan hakkı ihlalidir.
Hayvan popülasyonunun kontrolünü sağlamak amacıyla tüm ülke çapında sistemli bir şekilde kısırlaştırılma yapılmalıdır.
Kısırlaştırma sürecinin doğru yönetimi için; bütçe tahsisi, veteriner hekim, yardımcı teknik personel ve destek personel istihdamı ivedilikle gerçekleştirilmeli, kısırlaştırma operasyonunun bir cerrahi girişim olduğu gerçeğiyle asgari teknik koşulları mevzuatla belirlenen klinik ve kısırlaştırma merkezleri ile hayvanların operasyon sonrası bakımları için gerekli barındırma alanlarının planlanması, hayvanların yakalanabilmesi için tüm personele yönelik eğitimlerin düzenlenmesi ve gerekli donanımın temini sağlanmalıdır.
Hayvan bakımevlerinde şeffaflığı esas alan bir yönetim sistemi kurulmalı, bakımevlerini yirmi dört saat kamera ile izleme imkanı getirilerek görütülerin belediyelerin resmi internet sitesinde yayınlanması sağlanmalıdır.
Sahipsiz hayvanların beslenmesi maksadıyla, yerel yönetimler tarafından hayvanseverlerle işbirliği içerisinde belirlenecek beslenme odaklarının oluşturulması sistematik ve daha sağlıklı bir şekilde yürütülmesi sağlanmalıdır.
Belediyelerin önemli bir görevi de sahipsiz hayvanlara sağlık hizmeti sunmaktır.
Acil durumlara müdahele etmek amacıyla bakımevlerinde yirmi dört saat nöbetçi veteriner hekim bulundurulması sağlanmalıdır.
Site ve Apartmanlarda evcil hayvan beslenmesini engellemek üzere ‘’ Site / Apartman Yönetim Planı’’na buna yönelik hükümler konulduğu görülmektedir.
Kat Mülkiyeti Kanunu’nda yapılacak bir revizyonla, yönetim planlarına hayvanlara ilişkin bu tip keyfi kısıtlamaların getirilmesine engel olunmalı, bu şekilde maddeler hükümsüz kabul edilmelidir.
Benzer şekilde kamu lojmanlarında hayvan beslenmesini engelleyen düzenlemeler de kaldırılmalıdır.
‘’Yasaklı Irk’’ şeklindeki ırk üzerinden yapılacak bir sınıflandırma ya da ayrıştırma etik değildir.
Tehlikeli ırk kapsamında köpeklere el koymak yerine, köpek sahiplerine ‘’ruhsat’’ zorunluluğu getirilerek bir veri tabanı oluşturulmalı ve köpek sahiplerine eğitim zorunluluğu getirilmelidir.
Tehlikeli ırklara yönelik uygulamalarda sorumluluk hayvan sahibine yüklenmeli; yapılacak düzenlemede hayvana değil, hayvan sahibine ceza yaptırımı uygulaması esas alınmalıdır.
Çünkü tehlikeli olanın; hayvan değil, insan olduğu unutulmamalıdır!
Postundan yararlanılan hayvanların yetiştirilmesi yasaklanmalı, mevcut işletmeler kapatılmalıdır.
Çiftlik hayvanı, yaban hayvanı ya da herhangi diğer bir tür ayırt edilmeksizin, hayvanladan elde edilen kürklerin Türkiye’ye ithal edilmesi yasaklanmalı,
Kürkün bir ihtiyaç olduğu algısının ortadan kaldırılması için çalışmalar yapılmalı, Üniversitelerin veteriner, ziraat veya ilgili fakültelerinde kürk hayvanı yetiştiriciliğine ilişkin verilen dersler müfredattan çıkarılmalıdır.
KÜRKÜNÜ ÇIKAR, VİCDANINI GİY!
Hayvanların deneylerde kullanılması yasaklanmalı.
Tedavi ve eğitim için canlı dokuya gereksinim duyulmayan alternatif model, yöntem ve laboratuvarların kurgulanması sağlanmalıdır.
Avcılık, bilerek ve isteyerek keyif için öldürme eylemini içermektedir.
Bir de bu cinayet eyleminin,hâla spor kapsamında değerlendiriliyor olması kabul edilemez bir husustur.
Uluslararası mevzuatta; spor denildiğinde, rakibi yenmek için gerekli beceri ve eforun kullanılarak, rekabet ortamında yapılan bir müsabakayı anlamamız gerekir.
Hâl böyle iken bilerek ve isteyerek, özel görüşlü aletlerle, zevk için hayvanların öldürülmesi eylemlerinin spor olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
6. MADDEYE DOKUNMA!
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu-Madde 6:
Sahipsiz ve Güçten düşmüş hayvanların Korunması
..’’ Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesimzrunludur.
Bu hayvanların önccelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanır. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydediltikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmaları esastır...’’
Hayvanlar, nesne (eşya) değildir!
Onlar, özel yasalarla korunan duygulu varlıklardır.
Sahipli / sahipsiz olarak sınıflandırmaya tabi tutulamazlar.
Sokak hayvanı dendiğinde akla ilk olarak ;kediler ve köpekler gelir. Bu hayvanlar, binlerce yıl önce evcilleştirilerek yaban hayattan koparılmış ve insanlar tarafından kendi menfaatleri için kullanılmaya başlanmıştır.
Kediler, fare avcılığında; köpekler güvenliğin sağlanmasında kullanılmıştır.
Bu hayvanların kendi kendilerine yaşayabilme ve hayatta kalabilme güç ve yetenekleri ellerinden alınmıştır.
Günümüzde betonlaşan şehir hayatında, onlarla birlikte talamayı istememek, onların gözden ırak olan merkeze uzak bölgelere atılmasını arzu ve talep etmek;
İnsanların yapabileceği en büyük ihanetlerden biridir.
Hayvana karşı işlenen her türlü acımasız ve zalimce eylemler, cinsel istismar, öldürme, hayvan dövüştürme ve bir hayvan neslini yok edecek eylemler hakkında verilecek cezalar;
İndirime tabi tutulamaz, paraya çevrilemez ve ertelenemez olmalı,
Hapis cezalarına seçenek yaptırımlar ve kamu davasının açılmasını erteleyen hükümler uygulanmalıdır.
Hayvana karşı işlenen her türlü şiddet eylemi, bir sonraki adımında mutlaka insana yönelecek olması nedeniyle, toplum için büyük bir tehlike ve tehdit oluşturduğu gerekçesi ile, katalog suç kapsamına alınmalı ve fail hakkında tutuklama nedeni olarak görülmelidir.
Ülkemizde hayvan dövüşlerinin yaanı sıra, kültürel ya da geleneksel ne ad altında olursa olsun, hayvan güreşlerinin yasaklanması sağlanmalıdır.
Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına hayvan hakları ile ilgili ders ve eğitim konulmalı, bu husus ise Milli Eğitim Müdürlerinin insiyatifine bırakılmadan, mutlaka yasa ile düzenlenmelidir.
Ülkemizde atlı fayton kullanımının tamamen yasaklanması sağlanmalıdır.
BİR CEVAP YAZ